Gezintikolik

Ankara

Gezintikolik
Gezintikolik

İçerik

>>Ankara Nerededir?

>>Ankara’ya Nasıl Gidilir?

>>Ankara’ya ne zaman gidilir?

>>Ankara’da nerede ne yenir?

>>Ankara’da nerede kalınır?

>>Ankarada Alışveriş

>>Ankara Gece Hayatı

>>Ankara Gezilecek Yerler

 

 

Ankara Nerededir?

Gezi Ankara

Ankara, Türkiye’nin başkenti ve en kalabalık ikinci ili.[5] Nüfusu 2018 itibarıyla 5.503.985 kişidir.[6] Bu nüfus, 25 ilçede, 1425 mahallede bulunmaktadır.

İl genelinde nüfus yoğunluğu 215’dir. Coğrafi olarak Türkiye’nin merkezine yakın bir konumda bulunur ve Batı Karadeniz Bölgesi’nde kalan kuzey kesimleri hariç, büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi’nde yer alır. Yüzölçümü olarak ülkenin üçüncü büyük ilidir. Etrafı Bolu, Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir, Aksaray, Konya ve Eskişehir illeri ile çevrilidir.

Ankara’ya Nasıl Gidilir?

Türkiye’nin her yerinden Ankara’ya otobüsle ulaşım olanağı vardır. Uluslararası Ankara Esenboğa Havaalanı şehir merkezine 25. km mesafededir.

Ulaşım Havaş servisleri ile sağlanmaktadır. Ankara – İstanbul, Ankara – İzmir, Ankara – Balıkesir, Ankara – Isparta – Burdur, Ankara – Zonguldak, Ankara – Adana, Ankara – Elazığ – Diyarbakır güzergahlarında trenle ulaşım mevcuttur.

  • İstanbul Ankara arası yaklaşık 450 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 5 saat 40 dakika kadar sürmektedir.
  • İzmir Ankara arası yaklaşık 585 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 8 saat 15 dakika kadar sürmektedir.
  • Adana Ankara arası yaklaşık 480 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 6 saat kadar sürmektedir.
  • Bursa Ankara arası yaklaşık 385 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 5 saat kadar sürmektedir.
  • Konya Ankara arası yaklaşık 290 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 4 saat 30 dakika kadar sürmektedir.
  • Kayseri Ankara arası yaklaşık 320 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 4 saat 30 dakika kadar sürmektedir.
  • Diyarbakır Ankara arası yaklaşık 1000 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 12 saat kadar sürmektedir.
  • Gaziantep Ankara arası yaklaşık 698 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 8 saat 15 dakika kadar sürmektedir.
  • Kocaeli Ankara arası yaklaşık 360 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 4 saat kadar sürmektedir.
  • Samsun Ankara arası yaklaşık 415 kilometre (km) mesafede ve araçla yaklaşık 5 saat 45 dakika kadar sürmektedir.

Ankara tatilinize ne kadar mesafede olduğunuzu görmek için aşağıdaki harita uygulamasını kullanabilirsiniz. Yapmanız gereken çok basit. Ankara için nereden yola çıkacağınızı “hareket noktası” alanına yazın ve sonra “yol tarifi al”butonuna tıklayın.

Ankara’ya ne zaman gidilir?

Türkiye’nin başkenti olan Ankara’da karasal iklim hâkim olmak ile birlikte farklı iklimlerin hissedilmesi durumu da mevcuttur. Şehrin kuzey bölgesinde Karadeniz ikliminin yumuşaklığı hissedilirken, güney bölgesinde ise bozkır iklimi oldukça net yaşanır. Eğer ki deniz bölgesinde yaşamaya alışkın iseniz gezi Ankara havasısize oldukça kuru gelecektir.

Ankara’nın geneli karasal bir iklime sahip olduğu için kışları oldukça sert geçmektedir. Kış aylarında 0’ın altında dereceleri görmek mümkün iken Ocak ayında kar yağışları görülebilmektedir.

Ankara’da en soğuk aylar genellikle Aralık, Ocak ve Şubat ayları olarak bilinmektedir. Yağmur yağışları ise çok sık görülmese de kuru soğuğu oldukça üşümenize neden olabilir. Ankara hava durumumevsim normallerinde değişkenlik gösterebilmektedir. Şehirde yazlar ise oldukça sıcak iken en sıcak ayları Temmuz ve Ağustos aylarıdır.

Dört mevsimin tamamını yaşayabildiğimiz ülkemizde Ankara’ya ne zaman gidilir? sorusunun yanıtı ise Nisan ve Mayıs ayları ile beraber Eylül ve Ekim aylarıdır. Şehirde ilkbaharı sonuna kadar yaşayabileceğiniz gibi aynı zamanda sonbaharın her rengini görebilmeniz de mümkündür.



Eğer ki amacınız Ulu Önder Atatürk’ü ziyaret etmek ise aslında hava durumunun sizin için çok önemi kalmamakta. Eşsiz atmosferde siz de yer almak isterseniz resmi bayramları takip etmeniz yeterlidir.

Büyük kurtarıcımız ile aynı şehrin havasını solumak isteyenler için Ankara’ya istenilen her an gidilebileceği de muhakkak bilinmelidir. Hemen en uygun Ankara uçak biletinizisatın alarak Ankara’yı ziyaret edebilirsiniz.

İyi yolculuklar!

Ankara’da nerede ne yenir?

  • 1.1 Liva Pastanesi – Kahvaltı
  • 1.2 Boğaziçi Lokantası – Ankara Tavası
  • 1.3 Efsane Profesör Sadık Usta – Adana Kebap
  • 1.4 Meşhur Tavacı Recep Usta – Mumbar
  • 1.5 Cafemiz – Cafe de Paris Soslu Biftek
  • 1.6 Tarihi Mutfak Lokantası – Tandır
  • 1,7  Hilal – Pizza
  • 1.8 Meşhur Özçelik Aspava – Soslu Soğanlı Dürüm
  • 1.9 Kıtır – Kumpir
  • 1.10 Çiftlik Cafe & Kokoreç – Kokoreç
  • 1.11 Ye An Pide – Cıvıklı Pide
  • 1.12 Akman Cafe & Restaurant – Boza
  • 1.13 Meşhur Kayseri Tepsi Mantıcısı – Kayseri Mantısı
  • 1.14 Düveroğlu – Lahmacun
  • 1.15 Ciğer 52 – Çöp Şiş
  • 1.16 Butcha Steakhouse – Cennet Çamuru
  • 1.17 Çukurağa Sofrası – Yaprak Kebabı
  • 1.18 Özler Döner – Beyti Et Döner
  • 1.19 Ankara Yelken Kulübü – Izgara Kalama
  • 1.20 Hacı Arif Bey Restaurant – Ali Nazik Kaburga
  • 1.21  Burgerdinho – Burger
  • 1.22 Mersinli Ciğerci Apo – Ciğer
  • 1.23 Zeugma Künefe – Künefe
  • 1.24 Urfalı Hoca’nın Yeri – Künefe

Ankara’da nerede kalınır?

Ankarada Alışveriş

Ankara Gece Hayatı

Gece hayatını sevenler için Ankara’da birbirinden güzel ve şık bir çok mekan yer almaktadır. Gittiğiniz mekanların yaptığı müzikten servislerin sunumuna kadar sizi memnun etmek için uğraşan mekan işletmecileri sayesinde geceniz daha bir anlam kazanacaktır.

Müşteri memnuniyetini her şeyden üstün tutmaya çalışan Ankara’daki mekanlar, yiyecekten içeceğe kadar size her türlü alternatifi bolca sunmaktadır.

Gece hayatının alternatifleri arasında bulunan barlar, diskolar, restoranlar, publar her ne kadar farklı bir eğlence anlayışıyla hizmet vermekteyse de sonuçta siz eğlenmeye gidiyorsunuz ve gittiğiniz mekanın temiz ve kusursuz olmasını istersiniz. Yanınızda misafirleriniz varsa gideceğiniz mekan daha bir önem taşır.

Ankara Gezilecek Yerler

Tarihçe

Ankara ilinde keşfedilmiş en eski tarih öncesi kalıntılar Eski Taş Çağına[16][17] kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe’de rastlanmıştır.[7] Bunlar dışında Ankara’nın Polatlı ilçesinde, MÖ 3000 yıllarına ait insan yerleşmelerine rastlanmıştı.[18]

Hititler, Frigler, Lidyalılar, Ahamenişler, Galatlar ve Romalılar

Hitit Uygarlığı’nın simgesi sayılan ve gezi Ankara şehrinin de amblemi olan Hitit Güneş Kursu.

Hint-Avrupalı bir kavim olan Hititler (MÖ 1660-1190), Anadolu’ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir. Hititlerin Anadolu’ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir.[19] Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları, Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale veKülhöyük höyükleridir.[20] MÖ 2. bin yılın sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yerini Friglere bıraktığı görülmektedir.[21]

MÖ 2. binyılın sonlarında bölgede, hızla büyüyen bir Frigya kasabası vardı.[17] Frig Krallığı’nın başkenti olan Gordion kentinin kalıntıları Polatlı’nın 29 kilometre kuzeybatısında bulunmaktadır. Gordion, en parlak dönemini Frigya Kralı Midas zamanında (MÖ 725-675) yaşamıştır.[22]

Ankara’da, Frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunan Yumurtatepe Tümülüsü’nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir.[11] Frigler, MÖ 700’lü yıllarda Kafkaslardan gelen Kimmerler tarafından ortadan kaldırıldı.[23]

Tunç Çağı’nın sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu’ya gelen ve Batı Anadolu’da varlıklarını sürdüren Lidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek bugünkü gezi Ankara ilini de kapsayan Kızılırmak yöresini ele geçirdiler. MÖ 7. yüzyılda Anadolu’ya hâkim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler.[24] Lidyalıların sikkeyi icat ettikleri kabul edilir.[25]

Lidyalılar döneminde Anadolu’da ticaret gelişmiş, tahıl üretimi, hayvancılık, zeytinyağıve şarap üretimi ilerlemiştir. Orta Anadolu’nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan gezi Ankara ili toprakları da bu gelişmelerden istifade etmiştir.[24]Medler ve Perslerle savaşan Lidyalılar, komşuları Ahameniş Pers Hükümdarı Kiros ile MÖ 547’de Kızılırmak kavsi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir.[24]

Persler, MÖ 545’ten itibaren Anadolu’ya egemen olarak, Anadolu’daki Helen kültürüne son verdiler.[26] MÖ 5. yüzyılda Herodot, Pers İmparatorluğu’nun ordu, ticaret ve posta hattı olarak kullanılan Kral Yolu’nun Ankara’dan geçtiğini yazar. Kral Yolu, Efes’te başlıyor, Sardes şehrinden Lidya’ya, sonra Gordion, Ankyra ve Kızılırmak’tan geçerek, Kapadokyaüzerinden Kilikya’ya, oradan Fırat ve Dicle nehirlerini geçip Asur’dan Susa kentine ulaşıyordu.[27]

Roma İmparatorluğu döneminde Galatya.

Ankara ili toprakları MÖ 334’te[17] Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Ahameniş İmparatorluğu’ndan alınana kadar; tarihi boyunca Frigler[28] ve Hititler’in[28][29][30] haricinde Hattiler, Lidyalılar ve Ahamenişler egemenliğine girmiştir. MÖ 3. yüzyılda Anadolu’ya gelen savaşçı bir kavim olan Galatların Tektosaglar boyuna başkentlik etmiştir.[17]

Strabon, ünlü eseri Geographika’da, bugün merkezde bulunan Ankara Kalesi’nin Tektosaglar tarafından inşa edildiğini söyler.[31] Daha sonra bölgede siyasal birliği kuran[32] Roma İmparatoru Caesar Divi Filius Augustus, MÖ 25 yılında Ankara’yı ele geçirmiştir.[17]

MS 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Ankara Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kaldı. Ancak il toprakları üzerindeki Doğu Roma hâkimiyeti zaman zaman kesintiye uğradı. MS 654 yılında Müslüman Araplar kısa süreliğine bölgenin kontrolünü ele geçirdiler.

833 ve 842 yıllarında Abbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutanı Afşin gezi Ankara kentini kısa süreliğine ele geçirdi. 871 yılında Pavlikian mezhebinden Hristiyanlar Ankara kentinin kontrolünü yaklaşık bir yıllığına ele geçirdi. Bu kesintilerden sonra her seferinde Doğu Romalılar kenti geri alarak otoriteyi sağladı.[33]

Selçuklular ve Osmanlı İmparatorluğu

Ankara’nın 18. yüzyıldan kalma bir resmi. Bu anonim eser Hollanda’daki Rijksmuseum’dadır.

Ankara’nın Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun eline geçmesi, Malazgirt Meydan Muharebesi’nden sonra 1073 yılına rastlar. 12. ve 13. yüzyıllarda Selçuklu Sultanlarının da çabasıyla transit ticarette gelişme gösteren Ankara’nın merkezi, önce Ahiler’e, ardından 1304’te göreli özerklik verilerek Osmanlı İmparatorluğu’na bağlandı.

İlin güneybatı ilçeleri bu dönemde Germiyanoğulları’na bağlanırken, güneydoğu ilçeleri Karamanoğulları’na bağlanmıştır.[34] I. Murat zamanında kesin olarak Osmanlı topraklarına bağlanan ilde, 1402 yılında Büyük Timur İmparatorluğu İmparatoru Timurile Osmanlı İmparatorluğu Padişahı Yıldırım Bayezid arasında Ankara Muharebesi yapıldı.[35]

[36] Yıldırım Bayezid’in savaşı kaybetmesi ve Timur’a esir düşmesi sonucu Osmanlı Devleti, Fetret Devri denen bunalım ve iktidar boşluğu dönemine girdi. Ankara Muharebesi’nde bölge büyük ölçüde harap olmuş, Anadolu birliğini yeniden kuran II. Murat zamanında yeniden onarılmıştır.[11] 1841 yılında Anadolu Eyaleti kaldırılıp yerine vilayetler kurulunca il bir vilayet oldu.

[37] Ankara, Çorum, Yozgat, Kayseri ve Kırşehir sancakları bu vilayete bağlandı. Ankara Vilayeti 1922 yılına kadar varlığını sürdürdü.[37]

Osmanlı hâkimiyetinin sonlarına doğru Ankara 1917’de 3 gün süren büyük bir yangın geçirmiş[38] ve yangın 1900 kadar hanenin yanması ile sonuçlanmıştır.[39]

Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet dönemi

1935 yılında Ankara’da bir cadde

Eski dönemlerde Ankara’da bir cadde

Ankara ilinin Kurtuluş Savaşı’nda merkezî bir yeri olmuştur. 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, şehri Anadolu’daki direniş hareketinin yönetimi olan Heyet-i Temsiliye’nin merkezi olarak seçti. Şehir, coğrafi olarak Anadolu’nun ortasındaydı, demir yolu ile İstanbul’a ulaşılabiliyordu, Batı Cephesine yakındı ve halkın millî mücadeleye olan desteği tamdı.

İstanbul’un İngilizler tarafından resmen işgalinden iki gün sonra, 18 Mart 1920’de, İstanbul’da bulunan Meclis-i Mebusan kendini resmen feshedince, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisikuruldu. Ankara ili, Türk-Yunan Savaşı’nın en yoğun muharebesinin gerçekleştiği yer olmuştur. 1920 yazında Yunan birlikleri, Ankara şehrini ele geçirmek amacıyla Sakarya nehri kıyılarına kadar ilerlemişti.

Ancak 23 Ağustos – 13 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi sonucunda Yunan birlikleri püskürtüldü. Polatlı yakınlarında meydana gelen zorlu muharebe Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olmuş, Mustafa Kemal Atatürk ünlü “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” sözünü bu sırada söylemiştir.

Birkaç hafta sonra Fransa ile yapılan Ankara Anlaşması ile, Türk-Fransız ihtilafı sona ermiştir. Kurtuluş Savaşı sonucu toprakları üzerindeki egemenliğini kanıtlayan Türkiye, 1922 Lozan Barış Konferansı ve 1923 Lozan Antlaşması ile uluslararası toplulukta millî sınırlarını tescilledi ve bağımsızlığını onaylattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi 13 Ekim 1923’te Ankara ilinin merkezi olan Ankara kentini başkent ilan etti.[40][41][42]

Ankara, 1984 yılında çıkarılan 2972 sayılı kanun[43] ve 195 sayılı kanun hükmünde kararname[44] sonucu İstanbul ve İzmir ile birlikte büyükşehirunvanı kazandı. Aynı yıl çıkarılan 3030 sayılı kanun ile büyükşehir ve ilçe belediyeleri statüleri netleşti.[45] Başlangıçta beş ilçe Ankara Büyükşehir Belediyesinin sınırlarına dâhil edildi.

2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 50 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[46] Bu sınırlar içinde kalan 16 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi.[46] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[47]

Ali Saim Ülgen arşivinden Ankara Kalesi’nden çekilen panoramik Ankara görüntüsü.

Coğrafya

Ankara ili, doğuda Kırıkkale, kuzeydoğuda Çankırı, kuzeybatıda Bolu, batıda Eskişehir, güneyde Konya, güneydoğuda Kırşehir ve Aksaray ile komşudur.[48]

1355 kilometre uzunluğu ile, tamamı Türkiye toprakları üzerinde yer alan en büyük nehir olan Kızılırmak ilin doğusunu, 824 kilometre ile Türkiye’deki en büyük nehirlerden olan Sakarya Nehri ise, ilin batısını sulamaktadır.

Sakarya Nehri’nin kollarından Ankara Çayı, il merkezinden geçer. İlin güneyinde ise 1300 km² ile ülkenin en büyük ikinci gölü[49][50], %32,4 tuz oranıyla[49] da dünyanın en tuzlu ikinci gölü[51] olan Tuz Gölü vardır. Ayrıca Tuz Gölü’nün de içinde bulunduğu havza, Türkiye’nin en büyük kapalı havzasıdır.[52]

Ovalık bir alanda kurulan ilin yüzölçümünün yaklaşık %50’sini tarım alanları, %28’ini ormanlık ve fundalık alanlar, %12’sini çayır ve meralar, %10’unu ise tarım dışı araziler teşkil etmektedir.

İlin en yüksek noktası 2015 m yüksekliğindeki Elmadağ, en geniş ovası 3789 km²’lik yüzölçümü ile Polatlı Ovası, en büyük gölü yaklaşık 490 km²’lik yüzölçümü ile Tuz Gölü’nün il içindeki alanı, en uzun akarsuyu yaklaşık 151 km’lik uzunluğu ile Sakarya Nehri’nin il içindeki bölümü, en büyük barajı ise 83,8 km²’lik yüzölçümü ile Sarıyar Barajı olup, il geneli itibarıyla 14 doğal göl, 136 sulama göleti ve 11 baraj bulunmaktadır.[53]

İklim

İlin güney ve orta bölümlerinde karasal iklimin soğuk ve kar yağışlı kışları ile sıcak ve kurak yazları, kuzeyinde ise Türkiye’de Karadeniz iklimi nin ılıman ve yağışlı halleri görülebilir.[54]

[55] Karasal iklimin hâkim olduğu bölgelerde gece ile gündüz, yaz ile kış mevsimi arasında önemli sıcaklık farkları bulunur. En sıcak ay temmuz veya ağustostur. İldeki yerine göre ortalama en yüksek gündüz sıcaklıkları 27-31° C’dir. En soğuk ay ise Ocak ayıdır, en düşük gece sıcaklıkları ildeki yerine göre ortalama -6 ila -1 °C arasındadır.

Yağışlar en çok aralık, en az temmuz veya ağustos ayında düşer. Gezi Ankara il merkezinde yıllık ortalama toplam yağış 415 mm,[55] yıllık ortalama toplam yağış, 60 cm (Kızılcahamam) ila 35 cm (Şereflikoçhisar) arasında değişir.[56][57] Son yılların en soğuk gecesini -22 ile 26 Ocak 2016’da gördü.[58]

Ankara iklimi
Aylar Oca Şub deniz Nis Mayıs ayı kiriş Var Ağu Eyl eki kim Ara Yıl
En yüksek sıcaklık (°C) 16,6 20,4 27,8 31,1 33,0 37,0 41,0 40,4 36,0 33,3 24,4 20,4 41,0
Ortalama en yüksek sıcaklık (°C) 4,4 6,6 11,6 17,3 22,2 26,6 30,2 30,3 26,0 19,8 12,9 6,6 17,8
Ortalama sıcaklık (°C) 0,4 1,9 6,0 11,3 16,1 20,1 23,6 23,4 18,8 13,0 7,0 2,6 12,0
Ortalama en düşük sıcaklık (°C) −3 −2,2 0,9 5,6 9,7 13,0 15,9 16,0 11,8 7,2 2,4 −0,7 6,3
En düşük sıcaklık (°C) −24,4 −22,2 −19,2 −6,7 −1,6 3,8 4,5 6,3 2,5 −5,3 −13,4 −18 −24,4
Ortalama yağış (mm) 42,1 36,6 40,3 46,5 52,0 36,7 14,2 10,9 18,7 29,1 32,0 43,1 366,2
Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü

Depremsellik

Ankara toprakları iki dağ kuşağı arasında sıkışmıştır. Faylara (kırık hatlara) rastlanır. Ankara il sınırları içindeki alanın %30’u 1. ve 2. derece deprem alanıdır. Son yüz yılda meydana gelen küçük şiddetli depremlerin çoğu Kuzey Anadolu Fay Hattı ve yakın çevresinde veya başkentin güneydoğusunda Tuz Gölü ve Kırşehir fayı civarındadır.

Bu dönemde meydana gelen 1944 Bolu-Gerede depremi ve 1938 Kırşehir depremi Ankara il sınırları içinde hasara yol açmıştır. Gezi Ankara içinde meydana gelen en kuvvetli deprem, 6,1 büyüklüğündeki 2005 Balâ depremidir.[60]

 

Jeoloji

Ankara topraklarının kuzey kısımları volkaniktir. Burada andezitik ve trakitik kayalar, kuzeydoğuda granit türü kayalar, kuzeybatıda ise kireç taşları ve kumtaşları görülür. İlin güney ve güneydoğu bölgeleri mezozoik (II. zaman) oluşumlardan meydana gelir.

Sakarya Nehri çevresinde Tersiyer, Polatlı civarında Eosen, Tuz Gölü dolaylarında Neojen (III. zamanın son sistemi), çukur ve düz alanlar ile akarsu boylarında Kuaterneroluşukları bulunmakadır. Başkent bölgesi büyük ölçüde volkanik yüzey malzemesine sahiptir. İlin büyük bölümü kireç taşlarından oluşmuştur, bu yüzden çok kireçli topraklarla kaplıdır.

Akarsu boylarında tarıma uygun alüvyon topraklarına rastlanır.[63] Bu jeolojik yapıların bazıları oluştukları döneme ait fosiller içerir ve o dönemlerin canlıları hakkında fikir verir.

Neojen dönem oluşuklar fosil bakımından zengindir. Kızılcahamam’da Sinap yakınlarındaki bir fosil yatağında Neojen memeli kalıntıları ve adını Ankara’dan alan Ankarapithecus meteai adlı bir hominoid (insansı) türe ait fosil keşfedilmiştir. Bu canlının evrimde insansılar ile insanların ortak atası olduğu öne sürülmüştür.[64]

Güneybatıda kalan Polatlı çevresindeki kireç taşları fosil açısından oldukça zengindir. Bölgede, alt Paleosenden kalma sığ deniz bitkilerinin fosilleri bulunmuştur. Çamlıdere’deki Taşlaşmış Ağaç Fosil Ormanı, Erken Miyosen’de (23–15 milyon yıl öncesi) gelişmiş olan çam ve meşe ağaçlarının bulunduğu karışık bir ormanın fosil kalıntılarından oluşur.[65]

Bitki örtüsü

Ankara çiğdemi

Ankara’nın iklim şartları ve topoğrafik yapısı nedeniyle, ilde bitki örtüsü olarak bozkır ve orman bulunur. Bozkır bölgelerde ağaç hemen hemen hiç bulunmaz, bir tek akarsu kıyılarında iğde, söğüt ve kavak ağaçları bulunur. Bozkırda genelde dikenli çalılar ve otlar vardır.

Ayrık otu, geven, sorguç otu, üzerlik, katırtırnağı, yabani arpa, püsküllü brom, yavşan otu, gelincik, papatya, hatmi, kekik, sütleğen, ballıbaba, kuşburnu ve böğürtlen burada bulunan başlıca otlar arasında sayılabilir.[66]

2015 verilerine göre ilin %17,1’i ormanlarla kaplı olup, yüzölçümünün %9,6’sını verimli ormanlar, %7,5’ini ise bozuk ormanlar oluşturmaktadır.[67]Ormanlar başlıca dağların kuzey yamaçlarında görülür, ayrıca bozkır ortasında korular da mevcuttur.

Ormanlarda en çok karaçam, ardıç ve yer yer meşe görülür. İlin kuzeyine doğru iğne yapraklı ormanlar yaygınlaşır.[66] Kuzey kesimlerde sarıçam ormanları da görülmektedir. Ayrıca ilin kuzeyinde, Bolu il sınırına yakın yüksek kesimlerde az miktarda da olsa köknar ormanlarına rastlanmaktadır.

Nallıhan ilçesinin kışların fazla sert geçmediği düşük rakımlı kesimlerinde ise yer yer kızılçam ormanları bulunmaktadır. İlin güney kesiminde ormanlar daha az yer tutmaktadır. Güney kesimde yer alan başlıca ormanlar Balâ ilçesinde yer alan Beynam’da ve Küre Dağı’nda yer almaktadır.

Ankara’da 1362 bitki türü doğal olarak bulunmakta olup, bunların 268’i endemiktir. Gezi Ankara çiğdemi, tükürük otu, peygamber çiçeği gibi türler yöreye özgüdür. Familya düzeyinde en sık görülenler papatyagiller, baklagiller, buğdaygiller, turpgiller, ballıbabagillerdir.[66] İlin adıyla anılan Ankara armudu ve Ankara çiğdemi, ayrıca Kalecik Karası olarak bilinen misket üzümü il dışında da tanınır.

Çevre sorunları

Ankara, 2004 itibarıyla, İstanbul ve Kocaeli’den sonra çevreyi en fazla kirleten üçüncü ildir. Ankara’nın akarsuları ve bazı gölleri oldukça kirli durumdadır. İlin akarsuları içinde en fazla kirlenmiş olanlar arasında Sakarya ve onu besleyen Ankara Çayı[68][69] ve Kızılırmak sayılabilir.

Buna rağmen, sularının arıtılmasından bu yana Kızılırmak Ankara şehrinin ihtiyacını kısmen karşılamaktadır. Gölbaşı’ndaki Mogan ve Eymir göllerinde kirlilik yüzünden toplu balık ölümleri olmuştur.[70][71] Tuz Gölü’ndeki kirlilik de bölgenin ekolojisini etkilemekte,[72]gerek iklim değişikliği, gerek kaçak kuyular nedeniyle Tuz Gölü’nün 2015’e kadar kuruması beklenmektedir.

Hava kirliliği 1980 başlarında tehlikeli boyutlara ulaşmış olan Ankara şehri, daha sonra düşük kaliteli kömür yerine doğal gaz kullanımının yaygınlaşması sonucu, bugün orta derecede kirli bir havaya sahiptir.

Yine Sincan ve Etimesgut belediyeleri hariç tüm merkez belediyelerinin çöplerinin gönderildiği ve yakın zamana kadar önemli bir çevre sağlığısorunu teşkil eden Mamak Çöplüğü, günümüzde ıslah edilmiştir. Atıklardan elektrik, gübre ve metan gazı üretilmekte, çöplerde geri dönüşümü mümkün olan maddeler ise endüstriye ham madde yapılmaktadır.

Kültür

Müzeler

Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleri üzerine Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından projelendirilen ve 1927 yılında inşa edilen Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi.[115]

Anıtkabir

Ankara ilindeki müzelerin büyük çoğunluğu Ankara şehir merkezi sınırları içerisinde kalır. İlde çeşitli kurumlarca işletilen 53 müze bulunmaktadır.

Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına ait önemli eşyaları Ankara’daki müzelerde bulmak mümkündür. I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binası’nda bulunan Kurtuluş Savaşı Müzesi, Anitkabir’deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi, II. TBMM Binası’ndaki Cumhuriyet Müzesi, Devlet Mezarlığı Müzesi bu tarihî müzelerin başlıcalarıdır.

Bunların yanı sıra İsmet İnönü ve Mehmet Akif Ersoy’un evleri de birer müze olmuştur. Ankara’nın başkent olmasından dolayı doğal olarak Türkiye’nin ilk belli başlı müzeleri (Etnografya Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Müzesi gibi) Ankara’da oluşturulmuştur.

Çeşitli devlet kuruluşları da başkentte bulunmaları nedeniyle müzelerini burada kurmuşlardır, Ziraat Bankası Müzesi, Türk Hava Kurumu Müzesi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün Tabiat Tarihi Müzesi gibi. Yakın yıllarda kurulan ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi, Feza Gürsey Bilim Merkezi, Çengelhan Rahmi Koç Müzesi, Ulucanlar Cezaevi Müzesi gibi yeni müzelerle Ankara’nın müze seçenekleri zenginleşmektedir.

1997’de “Avrupa’da Yılın Müzesi” seçilen[116] Anadolu Medeniyetleri Müzesi, ziyaretçi sayısı bakımından Türkiye’de onuncu, Ankara’da birincidir.[117] Müzede Paleolitik Çağ’dan günümüze Anadolu’nun arkeolojik hazineleri sergilenir.

Ankara şehri dışındaki en önemli müze, Kral Midas’ın tümülüsünün de bulunduğu Polatlı’daki Gordion Müzesi’dir. Bu müzede bölgede keşfedilmiş, Tunç Çağı ve Frigya döneminden kalma arkeolojik eserler sergilenmektedir.

Arkeolojik alanlar ve tarihî kalıntılar

I. Alaeddin Keykubadzamanında yapılan Akköprü.

Ankara’nın en önemli tarihi yapılarından Ankara Kalesi ve etrafındaki evlerde yaşayanlar.

İlde birçok arkeolojik alan vardır. Buralarda keşfedilmiş kıymetli eserler Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi’nde sergilenmekte, yapılar da ziyarete açık tutulmakta, Ahlatlıbel, Etiyokuşu, Karaoğlan ve Kocumbeli höyüklerinde taş ve bronz çağlarından yapıtlar bulunur.

Hititlerden kalan çeşitli kalıntılar arasında Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, ve Külhöyük höyükleri ve Gâvurkale taş oymaları sayılabilir. Yine gezi Ankara Kalesi, Galatlar zamanında inşa edilmiş ve sonraki yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlerce kullanılmıştır.

Başkentte Roma döneminden kalan önemli kalıntılar vardır. Roma Hamamı 3. yüzyılda Septimius Severus’un oğlu Roma İmparatoru Caracalla tarafından Sağlık Tanrısı Asklepios adına yapılmıştır.[118][119][120]

MÖ 2. yüzyılda Frigya tanrısı Men adına yapılmış olan Augustus Tapınağı zamanla yıkılmıştır. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galatya hükümdarı Amintos’un oğlu kral Pilamenes tarafından Roma İmparatoruCaesar Divi Filius Augustus adına bir bağlılık nişanesi olarak yaptırılmıştır.[121]

Jülian Sütunu, 362 yılında Roma İmparatorluğu İmparatoru Julian’ın gezi Ankara ziyareti onuruna dikilmiştir.[11] Başkent dışında, Kalecik’teki Kalecik Kalesi Romalılardan kalmadır. Bir dağın içine oyulan Güdül’deki mağaralar ise ilk Hristiyanların Romalılardan saklandığı çok katlı bir yerleşim yeridir.[122]

Ankara ilinde Selçuklular ve Osmanlılardan kalma pek çok eser vardır. Yenimahalle ilçesindeki Selçuklu yapısı Akköprü, Anadolu SelçukluSultanı I. Alaeddin Keykubad zamanında yaptırılmıştır.[123][124] Alaaddin Camii, Ankara Kalesi içinde yer alır ve 1178 tarihlidir. Samanpazarı’nda bulunan Arslanhane (Ahi Şerafettin) Camii 13. yüzyılın başında yapılmıştır.[125][126]

Osmanlı dönemine ait önemli eserler arasında 15. yüzyıldan kalma Hacı Bayram Camii, Karacabey Camii , Kurşunlu Han kervansarayı ve 16.yüzyıldan kalma Cenabi Ahmet Paşa Camii sayılabilir. Osmanlı son dönem mimari özelliklerini taşıyan Gezi Ankara Kaleiçi, Beypazarı, Ayaş, Güdül’deki tarihi evler korumaya alınmıştır.[126]

Müzik

Zeybek oyunu

Ankara yöresinin geleneksel halk müziğinin başlıca telli çalgısı bağlama, başlıca nefesli çalgıları çeşitli düdük ve kaval tipleri, başlıca vurmalı çalgıları da davul ve defdir.[127]

Sosyal ortama bağlı olarak çeşitli halk müziği gelenekleri vardır; Divan sazı adı verilen yaylı bir sazla çalınır, başka çalgı olmaz. “Efe başı” denen yaşlı ve iyi saz çalan kişi ortaya oturur, daha az tecrübeli olanlar onun etrafında bir halka oluştururlar.

Efe başı grubu idare eder, onu ardından herkes sırayla çalardı. Divanların özelliği tasavuffi bir hava içinde çalınır, terbiye edici, ibret verici türküler söylenir, oyunlar oynanırdı. Bunun ardından Kırat, Muhabbet havaları, Zil Havaları, Oyun Havaları ve Bozlak ve Ağıtlar gelirdi. Divanların sonunda bir Cezayir havası olurdu.[128][129] Bunlardan Kırat, kahraman bir atın hikâyesini işleyen türkülerdir. Bozlaklar içli ve ince duygulu şarkılardır.

Aşk, ölüm, isyan, üzüntü gibi duygular, doğaçlama olarak, vezinsiz söylenir. Ağıtlar ise üzüntülü ve acılı konuları işler.[130] Topluluğun cinsine göre Muhabbet veya Oturaklar da olurdu. Muhabbet, yaşlı kimselerin oluşturduğu içkili topluluklarda çalınırdı.

Saz parçaları arasında topluğun en yaşlısı konuşur, geçmiş öyküler ve fıkralar anlatır. Oturaklar, daha çok delikanlılar ve bekâr erkekler tarafından yapılır. Para ile tutulan kadınlar içki ve meze servisi yapar, oyun havaları başlayınca kadınlar ortaya çıkıp oynarlar.[127]

 

Ankara halk oyunları zeybekler ve düz oyunlar olmak üzere iki bölümde incelenir:

Zeybekler, yiğitlik ve mertlik teması üzerine kurulu oyunlardır. Sazla oynanır ve ağır bir melodisi vardır. En az iki kişi tarafından oynanır. Zeybek oyunlarında dikkat edilecek husus, oyunun vermiş olduğu karakteristik hava ve melodiye göre jest ve figürleri ayarlamaktır. Yani duruş, kasılış ve poz zeybek oyununun gösterişini ortaya koyar.

Zeybek oyunlarının başlıcaları, Ankara zeybeğimendil zeybeğiKaraşar zeybeğiSeymen zeybeğiSeymen alayı ve Yağcıoğlu zeybeğidir.[132]

Oyun havaları eşliğinde oynanan Ankara düz oyunlarının ahengi farklı, ritmi yumuşaktır. Sazın sesi bazen hareketli, bazen duygulu, bazen de coşkuludur. Düz oyunların figürleri ayak oyunlarıyla süslenmiştir ve birbirine çok benzer.

Hepsi saz eşliğinde ve grup halinde oynanır. Bu oyunların en meşhurları, misketfidayda[131] (hüdayda), mor koyunyandım şekername gelinsabahî, yıldızçarşamba ve Arap oyunudur.[132]

Mutfak

Eski Ankara evlerinde aşhane veya ayşene de denilen mutfak, evin en büyük kısmını meydana getirirdi. Mutfakta çork denilen bir ocak ve tandırın yanı sıra, iki katlı, müsanderedenilen bir kiler bulunurdu. Mutfağın bir köşesine yakmak üzere odun istif edilirdi.

Yemek genellikle mutfakta yere serilen sofralarda yenirdi. Mutfak eşyaları da yöreye has isimlerle adlandırılırdı. Örneğin fıçıya bodu, sofra bezine boğ, bıçağa eğri, oklavaya oklağaç, rafa terek, tepsiye tıngır denirdi.[133]

Günümüzde çağdaş mutfaklar ve adlar yaygınlaşmakla birlikte, eski gezi Ankara mutfağına has birçok yemek ve tatlı hâlâ yaşatılmaktadır. 2008’de yapılan bir araştırmaya göre, 93 çeşit yöresel yemek, tatlı ve içecekleri ile Ankara ili, Gaziantep ve Elâzığ’dan sonra üçüncü en zengin mutfağa sahiptir.[134]

Bunların arasında, dutmaç ve miyane gibi çorbalar; Ankara tavası, alabörtme, calla, ilişkik, sızgıç, siyel, siyer, bici, pıtpıt pilavı, mucirim köftesi, tohma, şirden dolması, papaç, yalkı, carcıran, göter, kaile, topaç, cızlama, öllüğün körü gibi yemek ve hamur işleri; karga beyni, köyter, omaç, perçem, tiltil helvası, zerdali boranası ve Beypazarı yöresine ait 80 katlı baklava gibi tatlılar ile bazlamacın, gizleme, çerpit, kartalaç, kömbe, kete, saçkıran, şerit ve yarımca gibi ekmekler sayılabilir.[133][135]

Şenlikler

İle bağlı turistik kasabalarından, her yıl Beypazarı Festivali’ne ev sahipliği yapan Beypazarı.

İlde geleneksel hale getirilen birçok şenlik vardır. Bunlar içinde en önemlisi kısaca Beypazarı Festivali olarak bilinen Uluslararası Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali’dir. Bu şenliğe Türkiye’den ve dünyadan birkaç kent katılır. Şenlik her yıl ekim ayında gerçekleştirilir.[136][137][138]

İldeki bir başka şenlik, Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen Kültür ve Su Festivali’dir. Geleneksel hale getirilen bu şenlik, her yıl ağustos ayında gerçekleştirilir.[138][139]

Başka bir şenlikte Çubuk ilçesindeki Turşu ve Kültür Festivalidir.

ışık

Prof. Dr. Leyla Karahan’ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması adlı çalışmasına göre Türkçenin Ankara ilinde kullanılan şivesi Batı Anadolu ağızları içindedir

ve Balâ, Haymana, Niğde, Şereflikoçhisar, Çubuk, Kalecik, Kırıkkale, Kızılırmak, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Kayseri, Şarkışla, Gemerek bölgelerinde konuşulan ağız ile aynı alt sınıftadır.[140]

Turizm

Kocatepe Camii

Ankara’nın simgelerinden Atakule

Ankara, Türkiye dışından gelen turistlerin çok tercih ettiği bir il değildir. Türkiye’ye gelen yabancıların sadece %1,5’i (2007’de 383 bin kişi) Ankara Esenboğa Havaalanı’ndan giriş yapar. Bunların çoğu mayıs-eylül döneminde gelir ve %38’i Alman vatandaşıdır.[141]

Ankara ilinde arkeolojik sitlere ilgi duyanlar için yabancı gezi ankara rehberlerinde öncelikle görülmesi önerilen yer Anadolu Medeniyetleri Müzesi’dir. Başkent’in Ulus semtinde Ankara Kalesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara Etnografya Müzesi, Roma harabeleri (Augustus Tapınağı ve Julian Sütunu) gibi pek çok turistik yer bulunur.

Modern Türkiye’nin tarihi ile ilgilenenler için Anıtkabir ve eski TBMM binası turist kitaplarında sık önerilen yerlerdir.[142][143] Başkent dışındaki başlıca turistik yerler Beypazarı’nın geleneksel evleri ve Gordion‘dur.[144]

Yurt içi turizmi bakımından, başta kültür turizmi olmak üzere, kent merkezi ve çevresinde kongre turizmi, Elmadağ çevresinde kış turizmi, Kızılcahamam, Ayaş, Çubuk ve Haymana çevresinde kaplıca turizmi ile Güdül’deki Tuluntaş Mağarası’nda mağara turizmi gerçekleştirilmektedir.

Anıtkabir başta olmak üzere birçok müze ve anıt ile Beypazarı ve Kızılcahamam’daki tarihî evler yurt içi turizmine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca Evren ilçesi, Hirfanlı Baraj Gölü kıyısında sahip olduğu sahille gezi Ankara ve çevre illere alternatif bir su ve doğa tatili imkânı sunmaktadır.[145]

2008’de Anıtkabir 6 milyon kişi tarafından (%7’si yabancı),[146] Anadolu Medeniyetleri Müzesi de 290 bin kişi (%60’ı yabancı)[117][147] tarafından ziyaret edilmiştir.

Ankara Kalesi’nden şehir merkezinin panoramik manzarası. Kalenin hemen altında Altındağ belediyesinin Samanpazarı semti, fotoğrafın ortasında Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi, Hacettepe Hastanesi, İbn-i Sina Hastanesi ve solda Kocatepe Cami görülmektedir.

Yeşil alanlar, eğlence parkları, mesire yerleri

Gezi Ankara Botanik Parkı

İlde kişilerin eğlenmeleri, dinlenmeleri ve doğaya yakınlaşabilmelerine olanak sağlayan kent parkları ve şehirlerin dışında bulunan, korunmaya alınmış doğal bölgeler bulunmaktadır. Bunların bir bölümü göl, gölet ve baraj gölleri etrafındaki yeşil alanlardır, bir bölümü ise yayla ve ormanlık bölgelerdir.

Harikalar Diyarı Gezi Ankara

Önemli kentsel yeşil alanlar arasında başkentteki Atatürk Orman Çiftliği, Altınpark, Esertepe Parkı, Gençlik Parkı sayılabilir (daha çok ayrıntı için bkz. Ankara’da parklar ve yeşil alanlar). Eğlence parkı Harikalar Diyarı 1 milyon 300 bin m²’lik alanıyla Avrupa’nın en büyük kentsel parkıdır[227]. Diğer modern eğlence alanları arasında Etimesgut’taki Göksu Parkı ve Keçiören’deki “Aqua Park” sayılabilir.

Elmadağ Kayak Merkezi, kış aylarında kayak yapma olanağı sağlayan tesislere sahip olup, korunmuş tabiat alanları arasında Kızılcahamam’da Soğuksu Millî Parkı, Bâlâ’da Beynam Ormanları ve Çamkoru Tabiat Parkı bulunmaktadır. Diğer korunan alanlar arasında Nallıhan ilçesindeki Nallıhan Davutlar Kuş Cenneti, Hoşebe Mesire Yeri (Ardıç Ormanları), Anıt Ağaç (Kaba Ardıç), Yaban Koyunu Yerleştirme Sahası, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ve Asarlık Tepeler Tabiat Anıtı vardır.

Şehrin en büyük rekreasyon alanlarından Altınpark

İlin çeşitli yerlerindeki mesire alanları, piknik ve dinlenme olanakları sunar. Bâlâ’daki Kesikköprü barajında piknik alanları, yüzme ve kayık gezinti olanakları, Beynam Ormanlarında da piknik alanları, çocuk parkı, restoran ve benzeri olanaklar temin edilmiştir.

Çubuk’taki Çubuk-2 Barajı da doğal güzellikleri ile popüler bir ziyaret yeridir. Etimesgut’taki Göksu Parkı ve Atatürk Orman Çiftliği de birer dinlenme, piknik ve gezi ankara alanıdır, Göksu parkında çeşitli modern spor ve rekreasyon tesisleri bulunmaktadır. Gölbaşı ilçesindeki Mogan Parkı ve Gölü ile Eymir Gölü, başkente yakın bir mesire ve turizm bölgesi sayılır.

Eymir Gölü’nde bisiklete binmek, yürüyüş yapmak ve oradaki restaurantlardan yararlanmak mümkündür. Kızılcahamam’daki Soğuksu Parkı bir diğer mesire parkıdır.

Nallıhan’daki ardıç ormanlarında Hoşebe mesire yeri bulunmaktadır. Beypazarı Eğriova Yaylası’ndaki mesire yerinde göl ve orman manzaraları bulunur ve ziyaretçilerin doğa sporları, doğa yürüyüşleri, izcilik faaliyetleri yapması mümkündür. Çamlıdere’deki Aluçdağı mesire yeri, Aluçdağ Festivali ve yağlı güreşleri ile bilinir.

Resmen mesire yeri olarak tanımlanmamış olmakla beraber, ilin çeşitli yerlerindeki vadi ve yaylalar doğa yürüyüşleri, kamping, su olan yerlerde balıkçılık gibi faaliyetlere olanak sağlamaktadır.[228][229] Kamp ve karavan etkinlikleri için Soğuksu Millî Parkı, Çubuk-Karagöl Orman İçi Dinlenme Yeri, Bayındır Barajı, Eğriova Yaylası ve Benli Yaylası uygundur.[230]

Gezintikolik
caglarusta

Pay
Tarafından yayınlandı
caglarusta

yakın zamanda Gönderilenler

Mardin

Mardin Nerededir? Mardin ili Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Dicle Bölümü'nde yer alır. Suriye ile sınır komşusudur.… Daha fazla oku

7 ay önce

Şanlıurfa

Şanlıurfa Nerededir? Şanlıurfa, eski ve halk arasındaki kısa adıyla Urfa Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunur. Türkiye'nin… Daha fazla oku

7 ay önce

Zonguldak

Zonguldak Nerededir? Zonguldak, Türkiye'nin ili. Karadeniz kıyısında bulunan il, özellikle limanıyla Türkiye'nin Karadeniz ülkeleriyle arasındaki deniz ticaretinde önemli bir… Daha fazla oku

11 ay önce

Bartın

Bartın Nerededir? Bartın gezi, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde Batı Karadeniz Bölümünde küçük bir ildir. 1991 yılında Zonguldak ilinden ayrılarak Türkiye'nin 74. ili olmuştur. Doğusunda Kastamonu,… Daha fazla oku

2 sene önce

Nevşehir

Nevşehir Nerededir? Nevşehir, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesinde yer alan bir ildir. Nevşehir, Muşkara adlı bir köy iken, şehir… Daha fazla oku

2 sene önce

Kahramanmaraş

Kahramanmaraş Nerededir? Kahramanmaraş, eski ve halk arasındaki adıyla Maraş (, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on… Daha fazla oku

2 sene önce
Gezintikolik